22 Kasım 2012 Perşembe

Sultan II. Beyazıt Külliyesi Sağlık Müzesi

Uzun süre verdiğim aranın ardından fotoğraf çalışmalarıma tekrar başlamış olmamın verdiği heyecanla tekrar karşınızdayım. Umarım keyif alırsınız..

Uzun yıllardır Edirne'de yaşamama rağmen bir türlü gidip fotoğraflama fırsatı bulamadığım Sultan II.Beyazıt Külliyesi'ne gittim geçtiğimiz haftalarda. Fotoğraf olarak çalışması zor bir ortam var külliyede. Elimden geldiği kadar fotoğraflamaya çalıştım. Keyifle izlemeniz dileğiyle.


Sultan II. Beyazıt Külliyesi ve Sağlık Müzesi

Külliye ise Fatih Sultan Mehmet'in oğlu ve 8. Osmanlı Padişahı Sultan II.Bayezid tarafından yaptırılmıştır. Sultan II. Bayezid'in Akkirman seferine çıkarken 1484 yılında temelini attığı, yapılar topluluğu 4 yıl kadar kısa bir süre içinde bitirilerek hizmete açılmıştır. Sitenin mimarının Hayrettin olduğuna dair yaygın bir görüş vardır. Ancak bu görüş bugün kesin tarihi belgelerle güçlendirilmemiştir. Bazı araştırmacılar, site mimarının Yakup Şah Bin Sultan Şah olduğunu ileri sürüyorlar. Müze, Sultan II.Bayezid Külliyesi içindeki Darüşşifa bölümünde yer almaktadır.




Külliye Girişi

Külliye ilk girişinden itibaren insanı içine alan bir yapı. Genel olarak tarihçesini okuduğumuzda dönemin en önemli tedavi merkezlerinden birisi olduğunu anlıyoruz. En önemlisi ise hastalarını müzikle tedavi etme konusundaki çözümleridir. 

Kuruluşunda her türlü hastalara hizmet vermiştir, öyle ki kuruluş vakfiyesinde hastanenin personeli sayılırken 2 cerrah ve 2 göz doktorundan da söz edilir. Demek ki 1500’lü yıllarda bu mekanlarda göz hastalıklarına dahi bakılmaktaymış. 

Hastane kadrosunda 1 baştabip, 2 tabip, 2 göz mütehassısı, 2 operatör, 1 eczacı vardı. Diğer personelle birlikte personel sayısı toplam 32'ye ulaşıyormuş.
Geçen zaman içinde, Darrüşşifa'daki hizmet şekli değişikliğe uğramıştır. Kuruluşunda çok yönlü bir hastane iken bir süre sonra sadece akıl ve ruh hastalarının tedavi edildiği bir ünite halini almış daha sonrada bu tür hastaların tercih edildiği bakımsız bir kurum haline gelmiştir.
Daha sonraki yıllarda şifahane, ruh hastalarına yönelik hizmet vermeye başlamış ve hastalar, dönemin tıp bilgi ve ilaçlarının yanı sıra, su sesi, musiki, güzel kokular ve çeşitli meşguliyetlerle tedavi edilmişler.
Musikiyle tedavi bölümünün akustiği oldukça hassas. O dönemde 10 kişiden oluşan musiki topluluğunun haftada 3 gün verdiği musiki konserleri yankılanmadan binanın her tarafından rahatlıkla dinlenebilirmiş.
Musikiyle hasta tedavisi bu hastanenin özellikleri arasındadır. Bu şifahanede tedavi parasız olarak verilirmiş ve haftada 2 gün şehirdeki hastalara parasız ilaç dağıtılırmış.


Müzik Dinleyen Hasta
Canon 5d Mark III - 17-40mm f4 L - f/4.5 - 1/30 - ISO 3200

Yapı Trakya Ünivesitesi'ne devrinden sonra ciddi bir tadilat görmüş. İçindeki her obje o kadar gerçekçi ki gerçekten hazırlayanları kutlamak gerekiyor. Her nesne tarih kokuyor. Gezmek gerçekten tarihsel bir yolculuğa çıkmak gibi.

Uzun yıllar boyunca hastalara şifa dağıtan bu şifahane, 1850’li yıllardan sonra, sadece ruh hastalarının tecrit edildiği bakımsız bir kurum haline gelmiştir. Bina bir yandan bakımsızlıktan, diğer yandan yatağı dolan Tunca Nehri’nin taşkınları sonucu büyük zararlar görmüş.


Kronik Psikozlu Hasta
Canon 5d Mark III - 17-40mm f4 L - f/4.5 - 1/40 - ISO1600

İç Avlu
Canon 5d Mark III - 17-40mm f4 L - f/6.3 - 1/125 - ISO100

Külliye İç Avlu
Canon 5d Mark III - 17-40mm f4 L - f/4.5 - 1/40 - ISO250

 
Külliye İç Avlu
Canon 5d Mark III - 17-40mm f4 L - f/4 - 1/40 - ISO500

Tedavide musikinin yanı sıra su sesi ve güzel kokudan da yararlanılmaktaymış. Şadırvandan fışkıran suların çıkardığı ses, tedavinin önemli bir kısmını oluşturmakta hastayı huzura kavuşturmaktaymış.

Ders Odaları
Canon 5d Mark III - 17-40mm f4 L - f/4 - 1/125 - ISO400

Ders Odaları
Canon 5d Mark III - 17-40mm f4 L - f/4.5 - 1/10 - ISO800

Melankolik ve Divane Hasta
Canon 5d Mark III - 17-40mm f4 L - f/4.5 - 1/30 - ISO2000

Çalışma Odaları
Canon 5d Mark III - 17-40mm f4 L - f/4.5 - 1/40 - ISO200

Külliye Bakıcısı
Canon 5d Mark III - 17-40mm f4 L - f/4.5 - 1/30 - ISO1000

Külliyenin önemli bir bölümünü oluşturan Tıp Medresesi, medrese ve şifahane bölümlerinden oluşmakta. Medrese öğrencilerin eğitim gördükleri yerdir. Burada 18 öğrenci odası, bir dershane ve bunların açıldığı bir orta avlu vardır. Şifahane bölümüne iki avludan geçilerek girilir. 12 odanın bulunduğu birincisi geniş avluda poliklinik hizmet ve yönetici odaları bulunuyor. 4 odanın bulunduğu ikinci avlu eczane ve ilaç depolarıydı. Şifahanenin ana mekanı ise hastanesinin yataklı bölümüdür. Bu bölüm 6 kışlık ve yazlık yatak odası ile 1 musiki sahnesinden oluşmaktadır.

Eğitim Odası
Canon 5d Mark III - 17-40mm f4 L - f/4.5 - 1/30 - ISO500

Uygulamalı Eğitim
Canon 5d Mark III - 17-40mm f4 L - f/4.5 - 1/30 - ISO500

Uygulamalı Eğitim
Canon 5d Mark III - 17-40mm f4 L - f/4.5 - 1/30 - ISO200

Eğitim Odası
Canon 5d Mark III - 17-40mm f4 L - f/4 - 1/30 - ISO100

Sara Hastası, Doktor ve Hastabakıcı
Canon 5d Mark III - 17-40mm f4 L - f/4 - 1/40 - ISO4000

Sara Hastası, Doktor ve Hastabakıcı
Canon 5d Mark III - 17-40mm f4 L - f/4 - 1/30 - ISO400


Darüşşifanın, Trakya Üniversitesi bünyesinde Sağlık Müzesi’ne dönüştürülmesi çalışmalarına ise 1993 yılında başlanmış ve Kültür Bakanlığı'nın 11.04.1997 tarihli onayı ile müze olması resmileşmiş. Ruh Hastalarını Readaptasyon Derneği'nin katkılarıyla 30 Haziran 2000 tarihinde de Şifahane kısmı, Psikiyatri Tarihi Bölümü olarak düzenlenmiştir. Tasarım Sanat Yönetmenliğini Türkan Kafadar'ın yaptığı çalışmalarla bu bölüm tarihine uygun bir şekilde mankenlerle canlandırılmış.


Müze 2004 yılında Avrupa Konseyi Avrupa Müze Ödülü’nü kazanmıştır. Bu ödül dünyanın en prestijli müzecilik ödüllerinden biridir. 2005 yılında ise Hırvatistan’ın Dubrovnik kentinde yapılan “Dünya Ödüllü Müzeler Buluşması’nda” en iyi 2. sunumu gerçekleştirerek kültürümüzün tanıtımına büyük bir katkı daha sağlamıştır. Müze Avrupa Kültür Mirası Birliği tarafından “Mükemmellik Kulübü’ne” kabul edilmiştir.

Külliyeyi gezerken gerçekten çok keyif aldım. Fakat odaların darlığı ve ziyaretçi çoklğu çekim yaparken sıkıntıya sokuyor. Bu yüzden tripod kullanamadım. Işıklandırma olarak spot ışık kullanılmış fakat ışık çok yüksek. Tüm zorluklara rağmen fotoğraflamak güzeldi. Bundan sonraki gezilerimde yeni fotoğraflarla buluşmak dileğiyle...

2 yorum:

  1. Yazı çok güzel, fotoğraflar çok başarılı. Benzer çalışmaların devamını bekliyoruz...

    YanıtlaSil
  2. Teşekkürler. Fikirlerini bekliyorum..

    YanıtlaSil